Kim ne derse desin 22 yıldır eğitim alıp eğitim veriyorum ama sokaktaki vatandaşı çevirseniz benden daha çok şey biliyordur. Ve kesin küçük oğlu yada yakın bir arkadaşı bilgisayar canavarıdır. Bunca balonun arasında boynumuzun büküklüğü klavyenin aşağıda olmasından ve hala çalışıyor olmamızdan :) Kelimeler kifayetsiz kalıyor yaşantımızı anlatmaya, bir meslek düşünün, siz nefes aldıkça değişip gelişen... Bazen düşünüyorum bu çalışma ile kaç dil öğrenir, kaç üniversite bitirirdim. Fakat bu da bir tutku, öğrenme ve bilme hastalarının tek tedavisi çünkü hiç bitmiyor. Mesleğimizi satmaya mecbur bırakıldık bir ortaçağ karanlığına, nasıl bir cahil özgüveni aşılandıysa kanı arabasının sırtındaki amcama, bak bende bilgisayar kullanıyorum ne yapacaksın bilgisayar öğrenip dediği zaman küçük bir çocuğa, inanıyor garibim adam görünümlü... Ve aynı amca klavyem bozuldu sayılar basmıyor diye size geldiğinde numlock tuşundan habersiz, boğazınıza düğümleniyor bir kamyon dolusu laf. Ne tünel var n...
Zaman akıp giderken, deneyimlediğimiz hayat bizi her anında şekillendirmeye devam ediyor. Bu blogda da denemelerimi biriktiriyorum. Unutkan tabiatımın acımasızlığından birşeyleri kurtarmak, geçmişten birşeyler hatırlamak ve okumak isteyenler ile paylaşmak için...