İnsan doğuştan mı kördür? Yoksa bu öğrenilen bir körlük müdür? Afrika'da ki kıtlık, yoksulluk görüntülerinde; hasta, aç insanların yüzüne konan onlarca sinek vardır. Ama o insanların sinekleri kovalamaya dermanı yoktur. Ölümün kokusunu alan sinekler aciz düşmüş bedenlerde kendi paylarına düşecek alanları işaretlemeye koyulmuştur. Bu görüntüleri televizyon başında izlerken birçok insanın içinden orada olup bu insanlara bir şekilde yardım etmek hiçbir şey yapamıyorsa sinekleri kovalamak geçiyordur. Çoğunluk için durum ise şöyledir; görüntüler de ne sinekleri görür, ne de o görüntülerden rahatsız olur. Görüntülere bakıp haline şükreder, televizyondakilere homurdanarak akıl verir. İçini dolduran bencilce huzurun, şükran dolu rahatlığıyla yastığına başını koyar ve uykusuna devam eder. Bazı insanlarda farkındalık gelişmesi için o insanları alıp illaki sonunda olan şeyi göstermek gerek. Bazen bu da yeterli olmaz. Bizzat başına gelmesi gerekir ki artık bunun da yeterli olmadığı duruml...
Zaman akıp giderken, deneyimlediğimiz hayat bizi her anında şekillendirmeye devam ediyor. Bu blogda da denemelerimi biriktiriyorum. Unutkan tabiatımın acımasızlığından birşeyleri kurtarmak, geçmişten birşeyler hatırlamak ve okumak isteyenler ile paylaşmak için...