İnsan doğuştan mı kördür? Yoksa bu öğrenilen bir körlük müdür?
Afrika'da ki kıtlık, yoksulluk görüntülerinde; hasta, aç insanların yüzüne konan onlarca sinek vardır. Ama o insanların sinekleri kovalamaya dermanı yoktur. Ölümün kokusunu alan sinekler aciz düşmüş bedenlerde kendi paylarına düşecek alanları işaretlemeye koyulmuştur. Bu görüntüleri televizyon başında izlerken birçok insanın içinden orada olup bu insanlara bir şekilde yardım etmek hiçbir şey yapamıyorsa sinekleri kovalamak geçiyordur. Çoğunluk için durum ise şöyledir; görüntüler de ne sinekleri görür, ne de o görüntülerden rahatsız olur. Görüntülere bakıp haline şükreder, televizyondakilere homurdanarak akıl verir. İçini dolduran bencilce huzurun, şükran dolu rahatlığıyla yastığına başını koyar ve uykusuna devam eder.
Bazı insanlarda farkındalık gelişmesi için o insanları alıp illaki sonunda olan şeyi göstermek gerek. Bazen bu da yeterli olmaz. Bizzat başına gelmesi gerekir ki artık bunun da yeterli olmadığı durumlar için bu insanları bilim insanlarına emanet etmek gerekir.
Bireysel farkındalıklar insanlık için kıymetli iken toplumsal düzeyde değer verilip pratik edilmediği sürece anlamsızdır. Toplumun iyiliğinden ya da kötülüğünden her birey eşit düzeyde sorumludur. Bu nedenle bir toplum yıkılıp yok olacaksa da gerçekleşen şey uzun vadede insanlık için iyidir.
Hukuksuzluğun yarattığı çeteler de, sağlıksız toplumların içerisindeki doğal oluşumlardır. Bu mob oluşumları toplumun en küçük yapısına kadar sızar. Aile, arkadaş, iş , siyaset, stk, spor, eğitim bu listenin bir sonu yoktur. Konuşulmayan ama herkesin bildiği bir gerçektir.
"En tehlikeli sır, herkesin bildiği ama kimsenin dillendirmeye cesaret edemediği sırdır."
Yorumlar
Yorum Gönder