HIRS-SIZ-LIK
İnsanın, insanı ezme faaliyetine kaynaklık eden, hakkından fazlasını alma, başkasının hakkını gasp etme kısacası hırsızlık davranışı üzerine düşünürken;
Robin Hood gibi zenginden alıp fakire veren romantik, masal kahramanı hırsızlar; çalana karşı toplum da tarifsiz ve hipnotik bir sempati yarattı. Bu durumun olası gerçekliğinin peşine düşen pozitif bilimler sonuçsuz kalsa da sıcak iklim kuşağında yer alan bizim gibi romantik ve yoksul toplumlar bu masalların uyuşturucu etkisi ile büyüyüp, kurtarıcının ormandan çıkıp gelmesini beklemeye koyuldu. Gel gör ki orman kesilip geriye çorak arazi kaldığında ise iş işten geçmişti. Ezen gücün hayal yıkan meydan okumalarıydı bunlar. Toplumun ayrışmışlığından güç alıp bu grupları konsolide etme yetisine sahip yetenekli hatipler her zaman ve de aynı yöntemle kendi krallıklarını inşa etmeyi başardılar.
Robin Hood, büyük hırsızın gölge oyunuydu. Halk karanlıkta parlayan küçük sahneye dalmış sempatik hırsızı izlerken, büyük hırsız emeklerini ve birikimlerini çalmakla meşguldü.
Adi suç ya da yüz kızartıcı suçları işleyenlerin davranışlarında; altı dolu düşünsel bir faaliyet aramak, niyet okuyan taraflı politik çıkarımlarda bulunmak ve felsefi konumlandırma çabaları nafile çabalardır. Suça ortaklıkla eşdeğerdir. Daha çok sosyolojik bir inceleme içersinde tutulması gereken yine de son kertede polisiye durumlardır.
Hukuk sistemi ismen değil, cismen var olan toplumlarda bu suçlar ufak sorunlardır. Diğer toplumlar içinse yok oluşa götüren bezirganlardır.
...
Tarık Öztürk
Yorumlar
Yorum Gönder