Sevgi; Emek, Mücadele ve Tevazu Sevgiye açılan o kadar çok pencere var ki; o pencerelerin üzerinde de bir sürü küçük pencere var. Aynı pencereden bile baksan bakanın kafasında da bir sürü pencere var. Bu yüzden de görülen şey hiçbir zaman aynı şey olmuyor. Ortak bir sevgi dili oluşturmak adına ve hissedilen şeyin, sevgi tadı vermesi adına tanımımızın içerisine; emek, mücadele ve tevazuyu eklemek uygun olacaktır. Pencere 1 : Her sevgi yanına uzanabileceğin papatya ile tanımlanamıyor. Bazen de bir gülü seviyorsun. Konforlu bir sevgi istesen, dalından kopardığın gül ölüyor; gülü dalında sevsen, acı ve kanayan yaralar seni tüketiyor. Sevgi bu olmasa gerek değil mi? Belki de bir bahçıvan gibi sevmek lazım bazen; bakıp, gözeterek. En onurlusundan... ... " Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmes...
Zaman akıp giderken, deneyimlediğimiz hayat bizi her anında şekillendirmeye devam ediyor. Bu blogda da denemelerimi biriktiriyorum. Unutkan tabiatımın acımasızlığından birşeyleri kurtarmak, geçmişten birşeyler hatırlamak ve okumak isteyenler ile paylaşmak için...