Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Dijital çağda, analog siyaset

  Dijital çağda, analog siyaset; Siyaset, en iyi ezberi yapıp da en güzel konuşmayı yapacak ve çocukça değerlendirmeye bağlı olarak, insanların konumlandığı bir alan olamaz. Eğitim hayatından sonra yaşamın içinde desteksiz ilerleyemeyeceğini görenlerin sığınıp ilerlediği ve halkın kaderi üzerinde söz sahibi olduğu bir alan da olmamalı siyaset. Fen, matematik ve felsefe gibi bilimler ile yoğrulup evrensel insani değerlere sahip olmayan insanların toplum üzerinde kapsayıcı ve akıl ürünü çözümler üretmesi mümkün değildir. Binlerce yıl öncesinden gelen düşünürlerin, filozofların sözleri bugün bile her kesimde karşılık bulurken; fikirleri değerli de olsa, siyasetin elit dili, halkın dilinden uzaklaştıkça meydanı boş bulan popülist siyasetçiler, halkın hassasiyetleri üzerinden basit ve akıl yoksunu siyasetleri ile halkı kendi yarattıkları cehenneme sürükleyip, cenneti vaat ederek, kısır bir döngüde, halkın tükenişine rağmen kendi varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. Kendi ülkemiz açı...

Bir kitap ve bir şiir;

Bir kitap ve bir şiir;           Konu, hikaye, yazım kuralları, iyi bir anlatım ile de güzel kitaplar, romanlar ortaya çıkabilir. Bunlar okuyucusuna keyif ve ilham da verebilir. Ama ben biraz daha fazlasını arıyorum galiba okuduğum kitaplarda; hikayenin hikayesini, mezuniyet diplomam olacak okul gibi kitapları; Çünkü bazen o kitabı okuyabilmek için yeterli olmuyorsun. (Ulysses-James Joyce) Yeri geliyor bir kitabı anlamak için öncesinde ve beraberinde onlarca kitap okuman gerekiyor.  Bazı kitaplarda da bazen bir cümleden öteye geçemiyorsun. Bir anda müthiş bir düşünce yoğunluğunun içinde kayboluyorsun; beyninde şimşekler çakıyor. Ben bu tür kitaplara üzerine üniversite inşa edilecek kitaplar diyorum (Ezilenlerin Pedagojisi- Paulo Freire).  Bu kitaplar okunur; ama hiçbir zaman bitmez-bitirilemez.            Kaplan! Kaplan! şiiri ile tanışmam, Alfred BESTER’in özgün adı “The Stars My Destination -Yıldızlar İstikamet...

Anı Yaşama Sorunsalı

Anı küçümseme yanılgısı, egonun bizi zehirlemesi mi acaba ? Kurgulanmış, ulvi hedeflerin peşinden koşma sevdası mı yoksa anı yaşamanın bahanesi bol korkaklığı mı? Şimdilik sadece sorular var. Ve bilmediğimizi bilmemizin melankolisi... Küçük bir dünyam ve basit hayallerim var.  Bu cümleyi tekrar düşündüğümde sonuna parantez için de bir ünlem (!) işareti koymam gerektiğini fark ettim.  Zira arka bahçemde inşa ettiğim uzay mekiğini unutmuşum. Abartıyı, kurguda bonkörce kullanmanın ne sıkıntısı var ki ? Bırakalım da hayallerimiz tam olsun, fazla olsun, abartılı olsun... Platonik tutkularımızın, aşklarımızın bastırılmış acıları puslu bir gün gibi yüreğimizi yeterince sarıyor. Unutmak, kutsanmış bir hediye, zamanın döke saça taşıdığı anıları... Ama özneleri asla! Ocak 23, 2018

Kör Nokta ve Altın Oran

Güzeli ıskalamanın ve pisliğe tam göbeğinden batmanın ahmakça çaresizliği var tuhaf ebeveynlerin tuhaf hayal dünyalarındaki gerçeklerle, gerçek dünyadan bir haber büyümüş benim gibi insanların yaşamında... Her gün yeni bir eğitim yeni tecrübelerle dolu, çıkardığım dersler yine aynı aklın süzgecinden geçecek ve kendi gerçekliğimin içerisinde ne anlam bulacak meçhul. Kurnaz, bencil, egolu, patavatsız gibi duyguları yeterince barındıramadığından normal bir insan değilsin ve bu yüzden mevcut yaşantının doğal frekansına ayak uydurabilmek için antidepresan denen kimyasallar ile akıl kimyan da biraz oynaman gerekiyor. Eksiklerin bir kaçını böylece hallediyorsun. Peki sonra yine olmuyor arkadaş. Yanlış zamanda doğmuş gibisin. Kör noktada mı duruyorum yoksa hayat mı benim kör noktamda duruyor çözemedim. Çok sorum var ve anlamaya çalıştığım olaylar. Belki de tüm soruların yanıtı ve hayatın düzeni basit bir altın oran içerisinde dönüp durmakta. Eğer bunlara yanıt bulmaya ömrüm yeterse kendi k...

Biyolojik varlığımız aklımızın sınırı mı?

 Biyolojik varlığımız aklımızın sınırı mı? Bir potansiyelin önündeki bir engel mi?       Evrim sürecinde homo sapiensin var oluşu ve aldığı yol, bütüne bakıldığında kısa olsa da bilişsel anlamda aldığı yol inanılmazdır. Araştıran, sorgulayan, öğrenen, üreten ve yaratan bir beyin enerjisinin %20sini çektiği bedenin sınırlarından kurtulmak isteyecektir. Fiziksel, biyolojik engeller; teknoloji ve tıp ile giderilse de beyin iç güdüsel olarak bununla yetinmeyecek ve daha fazla gelişmek için kendine yer açmak isteyecektir. Bu da beyin büyürken bedenin küçülmesi veya bedenin terk edilmesi yani bilincin dijital ortama taşınması demektir. Ters bir yaklaşımla ise bedenimize, beynimize eklediğimiz elektronik takviyeler beynin fonksiyonlarında körelmeye sebep olabilir.            Şu an için gelecek tam bir kaos. Henüz kurallar yazılmadı. Ve ben bu konuda şimdilik daha fazla yazmak istemiyorum. Nisan 27, 2018

Yağmuru beklerken

           T utunduğumuz dalları kırıyorlar durmaksızın.            Öylesine bıkkın, çaresiz, olumsuz            ne kadar duygu varsa boğazımda düğüm, düğüm.            Gülmek, sevmek, eğlenmek lüks olmuş hayatımızda            hanidir yağmuru bekliyorum arınmak ve can bulmak için,            ancak sadece hoyrat rüzgarlar dövüyor ruhumu,            durmadan, yorulmadan...          

Arınma Çağı

İçinde bulunduğumuz yüzyıl da , değişim sözcüğü, cümle içerisinde vurguladığı öznenin, ağızdan çıkmadan değiştiği yada eskidiği, anlamını yitiren cümle kurgularının bir parçası artık. Uğruna ölünecek dediğiniz her şeyin ölümüne, anlamını yitirişine seyirci olacağımız; anlamak istemeyen ve direnenler için  acılı, herkes için doğurgan ve engellenemez, istemesek de şimdiden yol almaya başladığımız  araftakilerin çağını yaşıyoruz.  Dijital çağın yerlileri çocuklarımız, sanal dediğimiz bilişim çağını öylesine doğal bir uyumla karşıladılar ki bizim gerçek gibi yaşadığımız ve körü olduğumuz  kavramların binlerce yıldır içimize işleyen kırmaktan korktuğumuz putları, onların gözünde gerçek anlamını bulan sıradan emojilere dönüştü. Dilediğimiz gibi ölmekte özgürüz bu çağda, fütursuz bir aptal, umursamaz bir sokak kedisi, batan gemisine sadık bir kaptan misali... Ancak, görme yetisini kazandıysa gözleriniz ve cesaretiniz varsa karanlığın ardındakine, putlarınızı bi...