Cevap sandığı şeylerin, yorumdan ve bu yorumu doğuran sanrılardan başka bir şey olmadığının farkında bile değildi.
Ağzından çıkan sözcüklerden öylesine emindi ki konuşurken kulaklarına ihtiyaç duymuyordu.
Aynı boş tuvale bakıp, gördükleri şey üzerine tartışan iki insan hayal edin. İspatlı ve hesaplı bilginin dışındaki sanrıların dünyasıdır işte o boş tuval... Herkes kafasındaki ile doldurur tuvalini ve böylece kendi yaşam algısını yaratır. Büyük sorunlar, insanların kendi sanrılarını başkalarına dayatmasıyla başlar.
Gerçekliğin dünyası sıkıcı ve zahmetli olunca, insan sanrıların dünyasına savrulup kaybolabilir. Sanrıların masalsı dünyasını, eğlencenin ve sanatın sınırlarında tutmayı başarmalı insan. Bunun için de somut gerçekliği pusulanız yapacağınız bilimsel bir gerçek ile mühürlemeniz ya da bunu size hatırlatacak bir nesneyi yanınızda taşımanız gerekir. Tıpkı Inception filminde, Leonardo DiCaprio'nun canlandırdığı Dom Cobb adlı karakter gibi. Dom Cobb uyanık mı, yoksa rüyada mı olduğunu anlamak için bir topaç kullanıyordu. Topaç kısa bir süre dönüp sonra devrilirse, Cobb uyanık olduğunu biliyordu. Eğer topaç durmaksızın dönüyorsa, rüyada olduğunu anlıyordu.
Bu sanrıların yaşamınızdaki yeri ve etkileri, sizin kim ya da ne olduğunuzla ilgili değil. Tamamen farkındalık gücünüzle ilgili. Dünyanın %99.9'u fark etmesi gereken bir şeyin olduğunun farkında bile değil!
Tarık Öztürk
Yorumlar
Yorum Gönder